İki yıl önce transfer sezonu açılmadan önce bu işle hemhal kişilerin büyük ekseriyeti en hazır kadronun Beşiktaş’ta olduğunu ve bir iki dokunuşun şampiyonluk için yeterli olduğunu söylüyorlardı. Oysa o dönemin mevcut yönetimi elindeki değerleri ya yok pahasına yada ederinin çok altında ücretlere kaptırdı. Yerlerine çoğunluğu Afrika’lı olmak üzere, isim yapmış lakin son iki üç sezonu sakatlıklarla geçirmiş kişilerle doldurdular. Bugünlerde Beşiktaş’lıların en büyük derdi Samet Hoca’nın deyimiyle o “çöplerden” kurtulmak.
2024-2025 sezonunun transfer dönemi açılmadan önce otoriteler FB ve GS’nin hazır kadroları olduğunu, Beşiktaş’ın kale hariç her mevkiye birden fazla oyuncu alması gerektiği konusunda hemfikirdiler. Avrupa kadrosu belli olmuşken, lig için de süre dolmak üzereyken ‘çöplerin’ çoğunun yerine nokta transferler yapan Beşiktaş, transfer sezonunun şampiyonu oldu bence. Hala eksik üç bölgesi bulunmasına rağmen iki transfer döneminde ancak bu kadar kapatılabilirdi.
Transfer sezonunun küme düşen takımı ise bence Galatasaray oldu. Merkez orta saha ve sol bek haricinde her bölgesinde yedek as ayrımı yapılamayacak ikişer oyuncusu olan takım, şimdilerde biri sakatlansa yerine koyacak kişiyi bulamayacak duruma geldi. Kerem’in oynadığı yıllarda yaptığı gol ve asist sayılarını yabancı oyunculardan biri yaparsa GS’nin efsaneleri arasına girer. Adı Kerem olunca ocak ayında takımdan ayrılacak kişinin kiralanması pahasına takımdan gönderilir. Galatasaray Osimhen’in kiralama bedelini alır ve üstüne küçük bir kazanç elde eder. Ama Kerem’i kaybetti. En az sorunun olduğu bölgeye transfer yapıp, ihtiyaç olan bölgeleri boş bırakmak… Galatasaray’da transfer sezonunun özeti bu cümledir.
Fenerbahçe elindeki zengin kadroya rağmen yüksek bonservis ücretleri ödeyerek oyuncular aldı. Son yıllarda satış konusunda Türkiye’nin bir numaralı kulübü olmasından ötürü giderleri çok konuşulmuyor. Gereksiz alınan her oyuncu elindeki bir değerin değerini düşürür. Son yıllardaki transfer politikasıyla bu hataya en çok düşen takım Fenerbahçe.
İyi oyuncuya yüksek ücret verilir. Altını ve bakırı aynı paraya alamazsınız. Aldıkları ücret nedeniyle Beşiktaş’tan gitmeyen oyuncuları konuştuğumuz, yeni yönetimi yaptıkları transferler nedeniyle övdüğümüz bir dönemde belirtmeliyim ki, o top o çizgiden geçtiği sürece kimse ücreti konuşmaz. Rafa ve Ciro yıllık 6 milyon euro alıyor. Beşiktaş kupayı almasaydı, UEFA’da lige kalmasaydı, Süper Lig’de üçte üç yapmasaydı aldıkları ücret yüzünden yönetime eleştiriler başlayacaktı şimdiden. 2.75 milyon euroya alınan Can Keleş henüz yeterince süre alamadığı için ‘bu kadar ücret verilir mi buna?’ eleştirileri gelmeye başladı. Oysa verilir bence. Potansiyel görülüyorsa bir kişide verilir o ücretler. Üçü tutmaz ama biri tutar. Tutan kişi verilen ücretlerin üç dört misline satılır. Kulüp kazançlı çıkar. Gerçi satış işini bir türlü öğrenemedik Beşiktaş’lılar olarak. Yönetimin transfer sezonundaki en büyük başarısı Giovanni van Bronckhorst’u getirmesidir. Gerçi Rafa Silva’nın gelişinin şaşkınlığını da üzerimden hala atabilmiş değilim. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
Yıllardır söylediğim şeyle bitireyim yazımı. Türkiye’de oyuncuları Beşiktaş alsaydı, Fenerbahçe satsaydı ülkenin ekonomik sıkıntısı kalmazdı.
YORUMLAR