Ortada bir rezalet var. Ağır oldu ama kimse kusura bakmasın bugün ağzımı açacağım gözümü yumacağım. Bizim hayal ettiğimiz Beşiktaş böyle bir şey değildi. Tek tek gördüğüm tüm yanlışları ortaya dökeyim ki içim rahatlasın belki başkaları da görür belki kamuoyu oluşur da hocamızın yönetimin vs. kulağına gider. Keşke gitse de bu yazımı hocamız ve yönetimdekiler okusa. Hiçbir yerden fonlanmayan sadece gönülden seven Beşiktaşlılar ne düşünüyor bir duysalar.
Kötü gidişat en baştan Trabzonspor maçında başladı. Ama bizim hocamızın kredisi deplasmanda puan kaybetti diye asla bitmez. Tam aksine zor deplasmanda puan verdik rakiplerimiz kolay deplasmanda verdi dedik kendimizi avuttuk devam ettik. Ajax maçına sıra geldi rakip bizi sahadan sildi 4 gol attı bizi gönderdiler. Halbuki Beşiktaş Ajax ile kapışabilecek bir takım. Arkadaşlar burada itiraz edecekler için söylüyorum, bizim 3 büyüklerimiz olması gereken yerde asla değil. Avrupa’da hangi takımın 25 milyon taraftarı var? Hangi takımın 200-250 milyon Eurolara ulaşan bütçeleri değerleri var? İsimsiz 10m Euro bütçeli, oyuncuları futbolcu bile olmayan bir takım gelip senle berabere kalabiliyor. Yahut 60-70 milyon Euro bütçeli bir takım gelip senin devasa 250 milyon Euro değerindeki dev yapılarını yenip fark atıp Avrupa’dan gönderebiliyor. Bunlar Türk takımları eleştirilerimdi. Gel gelelim kendi takımıma. Ajax’dan 4 yedi diye yine kredisi bitmez bizim hocamızın, her ne kadar saçma sapan 11 ile çıkmış olsa da biz yine dedik ki kredisinden yedi ama vardır bir bildiği. Hatta önceki yazımda birisi hocamıza söylesin burası Barcelona değil senin her maç farklı taktiklerine bu oyuncuların kapasitesi yetmez diye. Oturt bir ideal 11 sonra sakatlığa göre kart durumuna göre herkesin yedeği olur o oynamazsa yedeği girer oturmuş bir oyunu olur. Oldu sana hafta 8 ve Beşiktaş’ın hala ilk 11 kadrosu değişiyor. Hem de keyfi değişiyor. Tamam geçtim bunu da sıra Frankfurt maçına geldi. Şanssızlıklar oldu, kalecileri iyiydi, sakatlıklarımız vardı derken sonuç 3-1. Rezalet. Beşiktaş 2 maçta 7 gol yiyecek bir takım değil! Yahu sadece ben mi kafaya takıyorum bunu? Bir de Beşiktaş, olduğu tüm kulvarlarda rekabet edecek diyen hoca ve yönetim var. Bu mudur rekabet? O gün sinirden deliye döndüm. Eminim bir çok Beşiktaş taraftarı da benimle aynı şeyi düşündü. Hocam bir sıkıntı var bakın oyun Galatasaray’ı 5-0 yendiğimiz gibi bir oyun değil. Neyse geldik Gaziantep maçına ve 90+4 de 2 puanımızı deplasmanda bırakarak eve döndük. Bu mudur Beşiktaş? Keşke bu sene altyapıdan çıkan çocuklarımız ilk 11 oynasaydı da iddiamız olmasaydı. Rezalet kötü bir oyun var ortada Anadolu takımlarına zar zor kafa tutuyoruz bir de üstüne Avrupa’da oynamaya çalışıyoruz. Valla ben söyleyeyim o zaman bazılarının dediği gibi Avrupa’ya yedeklerle çıkalım, Türkiye kupasına paf takımı ile çıkalım sadece ligde mücadele edelim. Çünkü Beşiktaş’ın gücü yetmiyor. Doğru mu? İnanın aklım almıyor. Bir de Frankfurt maçından sonra hocamız çıkıp oyunumuz gelişecek diyor. Ben gelişen oyun falan görmüyorum 2 ayda geriye giden bir oyun görüyorum ve her yazımda olduğu gibi de bunu yazıyorum. Şahıslar gelip geçer önemli olan Beşiktaş. Şimdi Beşiktaş ile ilgili sorun gördüğüm şeyleri tek tek yazacağım.
Giovanni van Bronkhorst: Hocam birincisi senin oyunun ileriye gitmedi tam tersine geriye gitti. İlk haftalarda oynanan oyun ile uzaktan yakından alakan yok.
İkincisi Frankfurt maçından sonra tepki gösteren taraftara beğenmiyorsanız gelmeyin bir daha stada gibi bir söz söyleme hakkına sahip bile değilsin. Bu takımın sahibi ne sensin ne de yönetim. Bu takımın sahibi büyük Beşiktaş taraftarıdır. Her taraftar aynı düşünmeyebilir, aynı tepkiyi göstermeyebilir ama her taraftar Beşiktaş’ın daha iyi olmasını ister. Tepkisini de istediği gibi dile getirme hakkına sahiptir. İyi hocam biz gelmeyelim bundan sonra stada. Kendi kendinize oynayın, zaten adam gibi bir oyun oynadığınız da yok. Bu sözler tehlikeli sözler, hocamızı uyarın. Bunu hocamızı çok seven, 3 sene 5 sene başımızda kalması, bir oyun oturtması gerektiğini söyleyen ve bizim yeni Gordon Milne’miz olacağını düşünen biri olarak söylüyorum. Bu sözlerim yönetime de aynı zamanda. Kimse Beşiktaş taraftarını stattan kovamaz buna yönetim de dahil. Sizi oraya bu taraftar getirdi. Taraftarın bir sıkıntısı varsa inin tribünlere konuşun bakalım dertleri neymiş. Büyük başkanımız Süleyman Seba öyle yapmamış mıydı? İnip taraftarın arasına oturmamış mıydı? Hocayı koruyacağız diye kimse taraftara cephe almasın. Bu kulübün sahibi ne sizsiniz ne de hoca. Bunu iyi hatırlayın. Buna çok kızdım.
Üçüncüsü ise Beşiktaş’ın oyununun rakiplerinden çok daha iyi olmak ZORUNDA! Evet zorunda. Galatasaray’ın Oshimen’i ve lobisi var dedik, Fenerbahçe’nin kadro değeri ve parası var dedik. Beşiktaş’ın neyi var? Senin bu takımlar ile mücadele etmek için bariz bir şekilde oyununun çok daha iyi olması gerekli. Ya ne diyecektik rakiplerimiz bizden daha kaliteli o yüzden bu sene şampiyonluk ümidi beslemeyelim heyecanlanmayalım mı diyecektik? Taraftara bir umut verin ey yetkililer. Bunu kabul etmez büyük Beşiktaş taraftarı.
Dördüncüsü hocam senin gol sıkıntın var. Kaç maçtır kalenin dibine kadar girmene rağmen gol atamıyorsun. O top kalenin içine girmiyor. Demek ki bir yanlışın var. Demek ki taktiğini değiştirmen gerek. Demek ki bitiriciliğe çözüm bulman gerek. Sen teknik direktörsün çözüm bulmak senin sorumluluğunda. Bana göre bunun sebebi Semih’in oynamaması başkasına göre başka ama sonuçta bir bitiricilik sorunun var. Semih’i çıkarıyorsan onun bitiricilik yeteneğinden mahrum kalıyorsan başka bir yerden kapatman gerekli. Ne yap ne et çöz hocam topu kalenin ağzına kadar getiriyorsun içine sokamıyorsun. Yoksa zorlanmaya devam edeceğiz ve puan farkı açılacak.
Joao Mario: Bu adam neden alındı neden geldi hiçbir fikrim yok. Rezil oynuyor. Beşiktaş’ta görmek istediğimiz futbolcu tipi ile uzaktan yakından alakası yok. Kanat lazımken bu takımda orta sahanın ne işi var? Üstelik iyi oyuncu falan da değil, sürekli geri pas yan pas yapıp duruyor. Hiç risk almıyor. Hiç dikine sürmüyor. Ceza sahası içine girmiyor. Kanattan adam geçip orta açmıyor. Bu adam ne yapıyor lütfen bu transferin arka planını yöneticiler açıklasın. Şimdi bu bize 0 katkı sağlayan transferin Hasan başkanın dediği isminde “ic” olan transfer yapın denilen eski boş transferlerden ne farkı var? Ben burada kimseyi itham altında bırakmak istemem ama şeffaflık istiyorum çıksınlar açıklasınlar neden ne için bu adamın buraya geldiğini ve takıma ne gibi bir yarar sağladığını. Kaldı ki geldiğinden beri takımın oyunu da bozuldu. Tempo yavaşladı, geçiş oyunları bitti, Semih ilk 11 kadrosundan çıktı. O gün bugündür artısını göremedim hep gözüme takılanlar eksiler. Artısı varsa lütfen bana da söyleyin. Umarım dedikodularda söylenilen gibi Rafa Silva istediği için gelmiştir de en azından rafa mutlu olmuştur.
Ernest Muçi: Bu adam altyapıdan çıksa tamam derim. 1 milyon 2 milyon gibi bir gelişim transferi olsa tamam derim ama biz neden Muçi gibi bir oyuncuya 10 milyon verdik anlamış değilim. Kaldı ki bu oyuncu geldiği zaman daha aktif daha iyi bir oyuncuydu. Maalesef biz bu oyuncuyu körelttik. Sol kanatta Semih daha iyi işler çıkarıyor. İçe girip gizli santrafor gibi de kaleyi tehdit edebiliyor. Muçi ise ilk başta geldiği zamanki şutlarından bile eksik. Bu adam kanat yokken neden bizde anlamıyorum. İlk fırsatta ocak ayında yahut haziranda satılması gereken oyuncular listesinde olduğunu düşünüyorum. Satalım 10 milyona onun yerine iki kanat yahut bir kanat bir bek alalım o zaman görün bakalım Beşiktaş ne oynuyor ne oynamıyor.
Ersin Destanoğlu: Oyuncularımızı ıslıklamamamız gerektiğini düşünüyorum ama ıslıklayan taraftarların da görüşlerine saygı duyuyorum. Ersin Beşiktaş’ın evladı olabilir ama Beşiktaş’ın seviyesinde bir kaleci değil. Frankfurt maçında yediği gol ve karşı kalecinin değerinin ersinden daha düşük olması beni bu görüşlere itti. Katılan olur olmaz ben sadece Beşiktaş’ın kalitesinin daha üst düzey olması gerektiğini düşünüyorum. Ben kendisine izin verilip istediği Avrupa kulüplerinde şans bulması gerektiğini düşünüyorum. Hem alttan gelen pırlanta gibi kalecilerimiz de varken onlara da şans vermiş oluruz.
Biliyorum biraz uzun oldu ama artık içimdekiler patladı. Birilerinin bunu söylemesi gerekiyordu. 1 aydır kötü giden gidişatın sonucuydu bu. Biz erkenden söyleyelim de sonra sezon sonu yine 50 puanlar havada uçuşmasın. Kötüyü gördük söyledik. Umarım bundan sonra yanlışlarda devam edilmez. Hocamız da bu kötü oyunu devam ettirmez.
YORUMLAR