Her ne kadar sadece futbol ve saha içinden bahsetmek en büyük arzumuz olsa da, kaynağı tartışmalı ama muhtemelen ilk olarak Napolyon’un “La géographie, c’est le destin” diyerek dile getirdiği “coğrafya kaderdir” sözünü, bu ülkenin futbol ikliminden ayrı tutmak onlarca yıldır maalesef mümkün olmuyor.
Malum camianın 7 sene birinci olduğu 9 senelik federasyon başkanın veliahtı olma çabaları son seçimle bıçak gibi kesilen, bir önceki federasyon başkanının gidişinin hiç bir şeyi değiştirmediği süper kupa maçından sonra bu maçta tescillendi. Süper kupa maçında hakem malum takımın bir şey yapamayacağına ve maçın dönmeyeceğine iman edene dek ince işçiliklerle “vazifesini” yapmaya çalıştı, sonrasındaysa zaten penaltı ve kırmızı kartta tereddüt etmeyerek bir Türk hakemi klasiğini ve zekasını, biz bunun “farkında olmayanlar”a izletti.
Dün akşamki maçta ise olağan şüphelimiz, “bazı” takımların önde pres yapmasına ne kadar olanak veriyorsa, bize de bir o kadar izin vermemeye çalıştı. Pozisyon pozisyon detaylara girmek imkansız, ama Rafa Silva’yı lamsız cimsiz sakatlamak için yapılan “kayan taban”, sokaktan rastgele çevireceğin renkli bir taraftarın bile bir bakışta ve/veya iki saniyede net kırmızı diyeceği kadar açıkken, VAR incelemesindeki harcadığı zaman, ne bulsam da kırmızı vermesem çabasından ve niyetinin resmi ilanından başka bir şey değildi.
Velhasıl, cemaziyelevvellerini bildiğimiz bu olağan şüpheliler yine aynı, Beşiktaş cephesinde değişen bir şey yok. Beklenen transferler gelmeden bu kadroyla ve bu hakemlerle şampiyonluk şansı bence oldukça az. Beşiktaş’ın şampiyon olduğu hemen her sezonda olduğu gibi, sadece rakiplerinin üstünde değil, hakemlerin de üstünde bir kadro kurması gerektiği gerçekliği yakamıza yapışmış bir illet ve yönetimin bu gerçeğin farkında olarak Eylül ayına girmesini umut ediyorum. Testi daha önce defalarca olduğu gibi yine kırılmadan, maçın tekniğinden taktiğinden önce bundan bahsedilmesi ve bu konuda harekete geçilmesi elzem gözükmekte.
Ve kalan kısıtlı yerimizde saha içiyle ilgili, sadece ön önemli bir kaç noktaya değinirsek, defans hattındaki kalite sorunu çözülene dek, kalemizde gördüğümüz bu tip golleri muhtemel zaman zaman görmeye devam edeceğiz. Yediğimiz ilk gol nasıl komple tüm takıma yazarsa, dinlediğim tüm yorumcuların aksine ikinci golü ne stopere ne sağ beke ne de stoper tandansıyla sol bekte ortayı yaptıran Emirhan’a, ama direk Mert’e yazar.
Yıllardır dillendirdiğim basit ama üst düzey kalecisi olmayan her ligden, her takımın bitmeyen sancısı, altı pas civarına inen toplara kalecilerinin çıkmamasıdır. Bu durumda top rakip oyuncuyla buluştuğu anda kaleyi tutan her top %99 gol demek. Evet Mert cepheden pozisyonlarda ideal bir kaleci, ama altı pas civarına inen toplara çıkmayan iyi bir kaleci düşünülemez.
Ki bu gol, ikinci yarının hemen başında gelen sinyal pozisyondan sonra, maçın yirminci saniyesinde yediğimiz gol bile değilken, maçta acaba dedirten tek an oldu. Ve hemen 5 dakika sonrasında gelen gol sorunları büyük ölçüde çözüp oyunu Beşiktaş açısından rayına tekrar oturtsa da, her zaman gelmeyebilir, ve zaten hakemin mükemmel bir şekilde gerdiği tribünler ve oyuncular üzerindeki baskıyla çok daha sıkıntılı dakikalar yaşanabilirdi. Büyük takım kesinlikle böyle bir gol yememeli.
Ve elbette attığı müthiş 2 golle, takımı önce yenik durumdan beraberliğe sonra da galibiyete taşıyan Immobile’nin ya da sahaya kattığı müthiş kalite ve oyun zekasıyla Rafa Silva’nın, hemen tüm platformlarda maçın oyuncusu seçilmesi gayet normal ve performansları inanılmaz değerliydi, ama bence maçın uzak ara en iyi oyuncusu Gedson’du.
Neden isterseniz de, sadece ön alan presi, top kapma ve ikili mücadelelerdeki insan üstü çaba ve istastistiğinin dışında, geride de hem stoperlerin, hem sağ hem sol bekin tüm açıklarını defalarca, fiziği değil ama müthiş enerjisi ve mücadelesiyle kapattı ve rakibin pozisyon bulma çabalarına daha başlamadan duvar oldu.
Emin olduğum şey, dün akşam sahada Immobile ya da Rafa Silva’dan biri olmasa belki yine galibiyet gelebilirdi, ama bu defans ve orta saha kurgusuyla Gedson olmasa kesinlikle gelemeyeceği. Ayakta alkışlanacak performansıyla bence gecenin en parlak yıldızıydı.
YORUMLAR