Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Emirhan Kazım Bursalı

Sezon öncesi Beşiktaş’a bakış

Süper Kupaya az bir süre kala yaptığımız transferler gündeme bomba gibi düşse
de henüz yap(a)madıklarımız canımızı oldukça sıkıyor. Zaman hızla akarken
geçen her saniye lehimize işliyor. Oldukça oturmuş ve geçen sezon ortalama 100
puan toplayan iki rakibe karşı şampiyonluk yarışı verebilmemiz için her geçen
saniyeyi verimli kullanmamız gerekiyor.

Tapulu ÇÜRÜK MALlarımız…

Sezona başlarken teknik direktörümüz ile birlikte açıkladığımız ‘gidecek oyuncular için’ kulübe danışmanlık apması beklenen Brad Friedel henüz maalesef kulübe hiçbir fayda sağlayamadı. 2. Başkan Hüseyin Yücel’in
çabalarıyla yaptığımız 2 önemli transfer ve bana göre defansın merkezine yapılan nokta atışı Paulista’dan sonra alamadığımız her aksiyon yapılanların değerini her geçen saniye azaltıyor. Yönetimin de belirttiği gönderilmesi gereken en az 10 oyuncu varken Rosier harici -ki Rosier bu konuşmadan önce
ayrıldığından sayıya dahil değil- henüz kimsenin takımdan ayrılmamış olması taraftarda büyük bir stres yarattığı gibi yönetimin de işini hayli zorlaştırıyor. Bir an önce reaksiyon alınıp en azından kiralanabilir olan (maaş maliyeti daha az olan) Hasic, Montero gibi oyuncuların elden çıkarılması gerekiyor. Onana ise belki bir miktar da olsa bonservis kazanıp gönderebileceğimiz bir oyuncu. Yine en kötü ihtimalle kiralanabilir. Ayrıca teklif gelip de gitmemekte ısrar eden(basında çıkan haberler doğrultusunda bu şekilde olduğu söylenebilir) Amartey, Colley, Aboubakar gibi oyuncuların da bir an önce ikna edilip yolların ayrılması hem
taraftar hem yönetim açısından bir yıldız oyuncu transferi etkisi bırakacaktır. Saydığım isimler dışında ise Oxlade ve Rebic de -ki bu noktada Ox’un talibinin olacağını düşünüyorum- kesinlikle elden çıkarılmalıdır. Toplamda saydığım 8 oyuncu dışında ise 2 oyuncuyu da bu kervana ekleyebiliriz. Bu iki isim ise bana göre Svensson ve Masuaku. Slovenya kampında yaptığımız 2 hazırlık maçında ilk 11’de başlayan bu iki oyuncu ön tarafın kalitesine ayak uydurmakta sorun yaşayacaklar gibi gözüküyor. Svensson mücadeleci ve koşan bir oyuncu olmasına karşı özellikle hücuma katılma konusundaki teknik kapasitesi bana göre hayli yetersiz. Masuaku’ya ise ayrı bir parantez açmak istiyorum. Gerek umursamaz tavırları gerekse devamlılığı olmaması açısından sezonun ilerleyen bölümlerinde bize ciddi sıkıntılar yaşatacağını düşündüğümden her ne kadar
teknik kapasitesi yüksek bir oyuncu olsa da kalmaması tarafındayım. Bu saydığım 10 futbolcu ile yollarımızı olabilecek en karlı bir şekilde ayırabilirsek emin olun psikolojik olarak geçen senenin üstümüzde bıraktığı o ağırlıktan tamamen kurtularak yeni sezona başlamış oluruz. Önem sırasına ve kolaylık durumuna göre bu oyuncularla bir an evvel yollar ayrılmalıdır.

Yönetimin de henüz reaksiyon vermemiş olsa da eminim ki yukarıdaki somut gerçekler doğrultusunda bir planlama yapıp HIZLICA hareket edeceğini düşünüyorum. Burada önemli olan bazı hususlar var. Bu oyuncuların bugüne kadar elimizden çıkmamış olmasının nedeni eğer maddi kaygılar ise -maddi
olarak beklenen bonservis, ya da maliyetini çıkarma kaygısı- bu oyunculardan zarar etmeden çıkabileceğimizi şahsen düşünmüyorum. Böyle düşünen yöneticilerimiz varsa onların da yanıldıklarını düşünüyorum…

Yeni Transferler ve Kalanlar

Yukarıda belirttiğim 10 oyuncuyu yok sayarsak elimizde 9 yabancı oyuncu kalıyor. (Bakhtiyor’ın yerli sayıldığı durumda) Bu 9 oyuncuya baktığımızda hepsini sezon içinde kullanabiliriz;

Muleka, Amir, Gedson, Muci, Musrati, Rashica, Paulista, Rafa, İmmobile.

12+2 yabancı kuralına göre eğer bahsi geçen 10 oyuncu elden çıkabilirse 5 adet yabancı oyuncu transferi yapılabilir. Ki bu 5 transfer için en büyük öncelik sağ bek, sol bek ve sol stoper olacaktır. Bunun dışındaki 2 transfer için de sağ kanat ve 8 numara transferleri transfer sezonunun sonunda fırsat transferleri olarak düşülecektir gibi bir çıkarım yapabiliriz. Yahut bu 8 numara yerine bir 2. forvet de düşünülebilir. 12+2 kuralının +2’si sezon içindeki performansa göre şekillenecek olsa da bana göre yukarıda konuşulanların gerçekleştiğini varsaydığımda Muleka ve sakatlıktan yeni dönen Amir(en azından form tutana kadar) olabilir.

Hazırlık Kampı

Beşiktaş sezonu 1 Temmuz’da Nevzat Demir’de açtı. 10 Temmuz’a kadar süren ilk etap gerek Gio’nun takıma kendini tanıtması gerekse eksiklerin olması sebebiyle izlediğim kadarıyla takım için de biraz alışma süresi olarak geçti. İlk etabın sonunda yaptığımız Ümraniye maçı da takımı değerlendirmek açısından doğru bir maç olmayacaktır.

İkinci etapta Slovenya’ya geçen Kara Kartallar yeni transferleriyle ve milli takımdan dönen oyuncularıyla kampa hızlı başladılar. Güzel bir havada geçtiğini hissettiğim kampta hem oyuncular Gio’yu ve sistemini daha iyi benimsediler hem de referans alabileceğimiz 2 önemli hazırlık maçı yaptılar. Shakhtar Donetsk maçı bu sezon özellikle ligde ve Avrupa liginde oynayacağımız sert maçlarda ne yapabileceğimize bir referans olabilir diye düşünüyorum. Özellikle rakibin 6. hazırlık maçı olması ve Şampiyonlar Ligi kadrosu olması sebebiyle ligdeki en önemli 2 rakibimiz ve Avrupa Liginde oynayacağımız sert maçlar için bize ciddi veri veren bir maç oldu. Gio maça başladığı 11’de çift 6 ile oynamayı ve Gedsonu ileride kullanmayı tercih etti. Bu durumda ise Rafa Silva’yı da kanata attı. Bu kurgunun sezon içerisinde özellikle deplasmandaki derbi maçlarında yahut sezon içinde fikstür sıkıştığında kullanılması gerektiğini düşünenlerdeyim. Ancak çift 6 ile başladığımız maçlarda üretkenlik açısından sorun yaşamamak için önüne Gedson yerine bir transfer düşünmeliyiz. Gedson geçiş oyununda oyuna hız katan, fizik gücü yüksek ve atlet bir oyuncu. Oyuncunun en büyük eksikliği ise pas bağlantısı problemi. Açıkçası ben kadro açıklandığında Gedson’un sola kayacağını Rafa’nın ortaya geleceğini düşünüyordum. Zaman zaman bunu görsek de çok kısıtlıydı ve oyunun genelinde Rafa solda oynadı. Bunun sonucunda da geçen sene oynadığımız futbola yakın kısır bir futbol izlemek durumunda kaldık. Yine de oyunun belli bölümlerinde olumlu aksiyonlar da gördük. Bunlardan benim için en önemlisi top bizdeyken topun şans eseri değil de kontrollü bir şekilde bizde olduğunu izlediğimiz dakikalar oldu. Geçen seneki bana göre en büyük sorunlardan biri topu sürekli ayağımızda tutup sahaya dizilişte sıkıntılar yaşamamızdı. Bu da hiç beklemediğimiz anlarda anlamsız hatalara yol açıyordu. Bu maç adına olumlu olarak bunu söyleyebiliriz.

Grazer’e karşı oynadığımız ikinci hazırlık maçı ise bu sezon ligdeki zayıf takımlara karşı özellikle evimizde oynayacağımız maçlarda ne kadar baskılı bir oyun oynayabileceğimizin sinyalini verdi. İlk maçta eleştirdiğim Gedson bana göre 2. maçta bu baskının en önemli faktörüydü. Eğer bu maçta Colley yerine ayağı daha düzgün Musrati ile bağlantı kurabilen ve gerektiğinde rakip yarı sahaya gelip oyunu şekillendirebilen bir stoperimiz olsaydı Gedson bir adım daha öne çıkabilirdi. Rafa ile bir arada birkaç maç daha oyanadığında kimyalarının da artacağını düşünürsek bu oyun kurgusunda Gedson’un takım adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Rakibin zayıf olmasını bir kenara bırakırsak gelecek sezon Beşiktaş’ının bir planı olduğunu gösteren bir sınav oldu Grazer karşılaşması. Ayrıca hocanın da eksikleri görmesi için tam istediğim gibi başladı aslında. Yediğimiz anlamsız gol savunmanın ne kadar kırılgan olduğunu göstermiştir diye düşünüyorum. Bunun en önemli sebebi geçen seneki 4’lüden 3’ünün hala banko olarak yazılıyor olmasıdır. Geçen senenin kötü alışkanlıklarından bu 3’lüyü revize etmeden asla kurtulamayacağız. Hocanın da savunma hakkında bu maçta geniş çaplı bir rapor hazırladığını düşünüyorum. Öne gelecek olursa gelecek sezon açısından gerçekten umut verdi ön tarafımız. Rafa’nın Grazer maçında ortaya gelmesi ve Rashica’nın sağ kanadı domine etmesi öndeki çeşitliliğimizi arttırdı. Gio’nun planında en açık görebildiğimiz şey solda kanat forvet olarak Semih’i kullanacağımız. Bu noktada da arkasındaki oyuncuya çok büyük bir alan açılmış olacak. Grazer maçında da zaten hücum meziyetleri olan Masuaku’nun bu boşluğu iyi kullanabildiği bölümler oldu. Ancak bizim orada konsantrasyonu ve devamlılığı çok yüksek bir oyuncuya ihtiyacımız olduğu da ortada. Grazer maçı özelinde ise son olarak MUSTAFA HEKİMOĞLU adını anmak istiyorum. Gerçekten 17 yaşında olan bir Türk futbolcuya göre çok iyi bit fiziğe sahip. Bu fiziğine göre de hantal değil. Attığı gollerden önemli olan o gollerden önceki koşuları. İndirdiği toplar ve yaptığı servisler. Hepimizin Hekimoğlu’ndan beklentileri vardı ancak bu maç sonrası o beklentilerin de arttığını düşünüyorum.

Slovenya’yı tamamladıktan sonra Türkiye’ye geri dönen Beşiktaş son olarak ise Bandırmaspor ile Nevzat Demir’de  bir araya geldi. Bu maça tamamen yedek -İmmobile ve Muci hariç- çıkan Beşiktaş’ın bu maçtaki oyununu değerlendirmenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu maç özelinde Demir Ege‘nin 6 numarada oyunu çok iyi yönlendirdiğini ve sahanın yıldızı olduğunu söyleyebiliriz. Demir Ege’ye hoca bu sene Musrati’nin eksik olduğu durumlarda ve çift 6 çıktığımız maçlarda şans verecektir diye düşünüyorum. Aslında en çok merak ettiğim mevzu bu çift 6 denemelerinde sakatlıktan tamamen çıktıktan sonra Amir’in de rolü olabilir mi diye düşünmeden edemiyorum. Bunun dışında Muleka’nın Grazer maçındaki Semih gibi kanat forvet oynaması yine o bölgede sol bek oyuncusuna geniş alanlar açtı. Maçta tek canımın sıkıldığı nokta İmmobile’nin bağlantı santraforu gibi kullanılması oldu. Grazer maçında da sonradan oyuna girdiğinde benzer oyuncularla oynarken aynı şekilde oynayan İmmobile’nin tarzının bu tarza uygun olduğunu düşünmüyorum. Ancak bu durumu da şu aşamada yedek takımla beraber oynamasına bağlıyorum. Şayet ana kadroyla oynamaya başladığında buna gerek kalacağını da düşünmüyorum.

Üstünde konuştuğumuz 3 maçın ardından takımın eksiklikleri ve iyi olduğu noktalar hakkında bazı fikirlere sahip olduk. Aynı şekilde teknik ekibin de değerlendirmeleriyle ilk etap transferlerinden sonra ikinci etap transfer çalışmalarının da başlayacağını düşünüyorum.

Beşiktaş Ne Yapmalı?

Yukarıda 50 puan yediğimiz sezonun sonundan bugüne gelene kadar yaşadıklarımızı özetlemeye çalıştığım yazının sonunda herkesin aklına peki ‘Beşiktaş bundan sonra ne yapmalı?’ sorusu geliyor.

Çürük mallardan bir an önce kurtulup takımın güçlendirilmesi gerekiyor. Gio’nun raporuna göre en aciliyetli yerden başlayarak transferlerin hızlıca yapılması gerekiyor.

Süper kupa maçına 10 günlük bir süre kaldı. Bugünden sonra gelecek transferlerin o maça kadar hazır olması zor gözüküyor. Eldeki kadronun bu maça motive edilmesi gerekiyor. Beşiktaş sezona kupayla başlarsa sezonun devamı için içimizde çok büyük bir umut olur. Kalan iki hazırlık maçıyla beraber hocanın netleşen kadrosuna da bu bilinci Nevzat Demir’deki yöneticilerin aşılaması gerekiyor.

Ve taraftar…

Şanlı Beşiktaş taraftarının bu sezon 12. adam olacağını unutmayalım. Sezon içerisinde kırılma noktaları olacaktır. Şanlı taraftarımız bu kırılma noktalarında takımı ayağa kaldırmalıdır.

50’li yıllarda Beşiktaş tribünlerinde bir deyiş vardı;

“Remzin Kartallar gibi manileri yen, aş

Layıktır bu vasıflar sana Ey Şanlı Beşiktaş!”

Beşiktaş, bu sezon tüm zorluklara rağmen hem bütün manileri yenip, aşsın hem de en güzel vasıflara layık olduğunu bir kez daha haykırsın.

En güzel dileklerimle…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER