Norveç’in Yeni Kralı

11 gün önce sona eren Norveç liginde, son maça kadar süren şampiyonluk mücadelesinde, evinde net bir skorla kazanarak ünvanı alan Bodo/Glimt, Avrupa macerasını sürdürmek için şansını son maçta istim üstündeki İspanyol devi Athletic Bilbao maçına bırakmaması gereken Beşiktaş’ın gelecek en önemli maçı ve rakibi. Bu maçtan alınacak 3 puan, derbi galibiyetinin üstüne her açıdan oldukça önemli ve anlamlı olacaktır. Ama tek bir puanı almanın bile normal koşullarda oldukça zor gözüktüğünün altını çizmek gerekiyor.

Öncelikle Bodo’nun son 4-5 yılda Norveç futbolunda Rosenborg’un uzun yıllar süren hakimiyetini kıran ve ele geçiren bir takım olduğundan bahsetmek lazım. Bunu da kulübe giren iç/dış yüksek paralarla değil, tamamen sistem ve bir yapılanma, yani Beşiktaş’ın da acilen yapması gereken bir proje ile başardığını belirtmeliyiz, ki bu da yaptıklarını çok daha özel kılıyor. Bu projenin ve başarının baş mimarı, Bodo’un en önemli ismi, bu son bir kaç yılda çok daha iyi ligler ve takımlardan teklif almasına rağmen takımı bırakmayan, ve özellikle Beşiktaş taraftarının ismini yakından bildigi Gronbaek gibi isimleri parlatan ve yüksek ücretlere satılmasını sağlayan teknik direktörleri Kjetil Knutsen.

Tüm bunların yanında Knutsen’in oynattığı futbol da klasik Norveç futbolunun oldukça dışında. Kesinlikle topa hakim olmaya çalışan, topu isteyen pozisyonel ve öncelikle yerden oynamaya çalışan bir takım, bunun da geçiş futbolunu topa sahip olduğundan çok daha başarılı bir şekilde yapan Beşiktaş’ın bu maçtaki nadir avantajlarından birine dönüşebileceğini söyleyebiliriz. Çünkü Bodo tam bir iç saha takımı ve Norveç’teki Aralık soğuğunda, oldukça rüzgar alan bir stadta ve suni çimde oynamayı çok iyi bilen rakibine karşı Beşiktaş’ın diğer tek bir avantajı da, Bodo’nun zayıf karnı duran toplar ve merkez defans oyuncuları ve bunu bugüne kadar gelen sürecin aksine ne kadar değerlendirebileceği olacak. 

Saha içindeki en etkili silahlarına da kısaca değinirsek, elbette Norveç futbolunun genel kalitesinin çok üstündeki Patrick Berg Bodo’nun en önemli kozu. Bunun yanında Gronbaek’in yerini alan, sık sakatlanma sorunları olsa da oldukça potansiyelli yeni 8 numarası genç Hakon Evjen bir dikkat edilmesi gereken isim. Bunların yanına Eintracht Frankfurt ve Bodo arasında mekik dokuyan Jans Hauge’yi de ekleyebiliriz. Merkez santrafor pozisyonunda da sıkıntılar yaşayan Bodo karşısında, istikrarsız forvetleri Kasper Hogh’un da performansı maçın sonucunu etkileyen önemli faktörlerden biri olacak. 

Son iki Avrupa maçını, biri evinde Karabağ’a karşı kaybetmiş olsa da, bunu ligde süren şampiyonluk mücadelesine bağlamak oldukça mümkün ve genel form durumu ve saha içi sorunlarıyla Beşiktaş için çok çok zor bir maç olacağını düşünmekle birlikte, derbideki arzu ve hırsını, rakibinin zayıf noktalarını değerlendirebileceği ölçüyle birlikte sahaya koyabilen tarihi ve Avrupa tecrübesi çok daha büyük olan Beşiktaş’ın puan ya da puanlar alıp gelmesini ve en azından ligden sonra Avrupa defterinin de kapanmamasını bekleyeceğiz.

Vurduğun gol olsun Kartal’ım!