Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ahmet Cüneyt Toymaz

Merhaba Avrupa

Öncelikle ilk maç sonrası yazımda bahsettiğim gibi, rahat bir şekilde maçı kazanıp Uefa Avrupa Ligi gruplarına kaldığımız için oldukça mutluyum. Genel kabul görmüş gözüken; kadro değeri pek bir şey ifade etmez, maç sahada oynanır yaklaşımına rağmen, kadro değeri oldukça önemli bir referans ve senin elindeki oyuncu kalitesinin net bir göstergesidir ve Beşiktaş da dört kat daha değerli kadrosunun hakkını hem oyun hem skor olarak vererek keyifli bir akşamın sonunda gruplara merhaba demiştir.

Maçta Beşiktaş adına en dikkat çekici detay, oyunun azımsanmayacak bir diliminde ve oldukça etkili ve üretken yapılan ön alan presiydi, ama bunun da en dikkat çekici yanı yapılan fiziksel müdahale ve baskı ile değil, defans dörtlüsüne belli bir mesafede durup, alan kapatarak Lugono’nun belki de en etkili özelliği olan, geriden oyun kurarak, pasla çıkma varyasyonlarını önemli ölçüde sekteye uğratmasıydı. 

Immobile bu baskıda joker pozisyonunda zaman zaman beklerin, bazen stoperlerin, Semih ve Rashica beklerin, Gedson ve Rafa Silva stoperlerin, Al Musrati de zaman zaman Emirhan’ın desteğiyle 6 ve 8 numaraların tüm pas yollarını kapatmaya çalıştı, ve müdahalelerini oldukça akıllı bir şekilde, gerek pas arası gerekse fiziksel baskıyla, tam da top çıkarmada sallanmaya başladıkları anda gerçekleştirdiler. Burada alkışı elbette, ilk maçtan çıkardığı derslerle, mesela genelde Semih’i zaman zaman da Gedson’u, sol taraftaki Masuaku’nun açıklarını kapatmaya ve desteğe gönderen, Gio hocaya göndermek gerekiyor. Geriden oyun kurdurulmayan, rahatça pasla çıkamayan Lugono’nun kaderi de, kadro kalitesi farkı ve artık hocanın takımında görmeye alıştığımız müthiş oyun iştahıyla mühürlenmiş oldu.

Tüm bunların yanında, yine bir 5 gollü net galibiyet rağmen, transferden halen bahsetmemiz gerekiyor. Semih sol kanatta yine çok bireysel, Immobile Rafa ve hatta Gedson’un pas/pozisyon örgüsünden uzak boğuşarak oynamaya çalıştı. Rashica da asistine rağmen, yaratıcı kanat aksiyonlarından uzaktı. Yani kısaca yine kanatsız gelen bir farklı galibiyet. 

Beklenen oyun kurucu ve hatta delici sağ kanat transferinin yanında, sol kanatta da ileri geri oynayabilen atletik bir bekin katılımı, Semih’in de bu şekilde daha içeri kat ederek bir Kyle Larin efektiyle, ki Semih çok daha kaliteli bir oyuncu ve bitirici, ikinci forvetleşerek oynamasının ve Beşiktaş’ın kanatlardan da etkili gelmesini sağlayarak çok daha güçlü ofansif bir oyun oynamasının yolunu açacaktır.

Çok kısaca kura çekimine değinmeden önce, dünkü maç sonu basın toplantısında Gio hocaya sorulan bir sorunun cevabında, hocanın verdiği transfer durumunun %90-95 oranında tamamlandığı cevabı, bir çok yerde takım kapasitesinin %90-95’ine ulaştığı şeklinde paylaşıldı. Yayınlarda gördüğümde beni biraz soru işaretlerine düşürdüğü için, basın toplantısının tamamını izledim ve hocanın bahsettiği sadece transferdeki durum, diğer türlüsü pek kabul edilebilir ve umut verici olmazdı.

Grup kuraları ise şu an ilk bakışta ne iyi ne kötü, ve Lugano’nun ardından, Lyon ve Bodo Glimt yanında Malmö de olsaydı tam bir intikam sezonu olarak gözüküyor. Şahsen, Beşiktaş’ın gruptaki kaderini belirleyecek maçların yine Lyon ve Bodo deplasmanları olacağını düşünüyorum, gerisini zaman ve transferler gösterecek. Daha önce Leipzig ve Wolfsburg’ta olduğu gibi, 4. torbadan Bilbao çekmek de yine bir Beşiktaş kura klasiğiydi..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER