MATRUŞKA YILLAR

Çıktığı son 11 maçta 3 galibiyet alabilen Beşiktaş, gittiği Hatay deplasmanından da puan kaybıyla döndü. Hollandalı teknik direktör Giovanni van Bronckhorst’un takımın başında olmadığı ilk maçına çıkan Kara Kartal, saha içi sorunları yaşamaya devam ediyor.

Oynadığı son dört sezonun dördünde de Kasım ayı sürecinde havlu atmış olarak yoluna devam eden Beşiktaş’ta bu süreç artık matruşka misali birbirinin aynısına dönüştü.

Buradaki saha içi sorunu tam olarak nedir?

Burada son maçı hariç tutarak bir yorum yapacağım. Hatay deplasmanı haricindeki son 10 maçta sahadaki en büyük sorun ruhsuzluktu. Kadro planlamasında elbette yanlışlar vardı fakat aynı şeyleri yapıp farklı sonuç deneyen bir teknik adam vardı. Joao Mario’ya yer bulma pahasına takım düzenini mahveden, Masuaku inadı yüzünden her maç sol kenardan goller yiyen, Salih Uçan ve Semih Kılıçsoy inatları yüzünden ileride yaratıcılık eksiği yaşayan bir anlayışta inatlar doğrulara baskın gelmiştir.

İki artı iki dörttür değil mi? Örneğin elinizde kanat oyuncusu ihtiyacı varsa bir kanat oyuncusu ilk tercihiniz olur. Peki hiç denenmeyen Can Keleş bunca zaman neredeydi? Milyonlarca lira ödediğiniz bir futbolcuyu yedek kulübesinde aksesuar olarak kullanmak ne kadar doğrudur? Alex Oxlade Chamberlain eğer Hatay maçındaki gibi oynayacak durumdaysa neden ilk maçına Hatay deplasmanında çıktı? Bu iki futbolcu da kanat oynama kabiliyeti olan futbolcular. Peki Beşiktaş neden iki aydır kanat eksikliğinden dert yakınıyor. Elde olmaması ile eldekini kullanmamak apayrı şeylerdir.

Son maça gelelim. Hatay deplasmanındaki mücadele açıkçası diğer son 10 maçtaki mücadeleden iyiydi. Bir şeyi ise herkes gördü. Bakhtiyor, Chamberlain, Can ve Salih’in hepsi fiziksel ve mental olarak sahada verimli olabilirler. Kalite düzeylerinden bahsetmiyorum fakat kötü oynadığı düşünen Can Keleş bile Joao Mario’dan daha iyi bir kanat oyuncusu değil midir?

Beşiktaş bu hale geldiyse saha içindeki inatların bunda payı büyüktür. Geçtiğimiz sezon en büyük sorun açık ara kadro kalitesiydi ve bu tartışmasızdı. Bu sezon kadronun kötü olduğu eleştirilerine asla katılmıyorum. Eksikler her zaman olur fakat eldeki malzemeden iyi bir yemek çıkarmak artık saha kenarındaki teknik direktörün görevidir. Elinde kullanabileceği Can Keleş, Bakhtiyor, Chamberlain, Salih varken bunların hepsinin yerinde ayrı ayrı (orta saha, sol kanat, sağ kanat) Joao Mario’yu denerse ne gibi bir sonuç beklenebilirdi ki?

Al Musrati’nin formsuz durumu, Paulista’nın sık sakatlanması, Immobile’nin o yaşına rağmen sürekli 90 dakika oynatılması derken daha birçok şey sayılabilir. Fakat kaosun sonunda kazananın Beşiktaş olmasını temenni ediyorum.

Her kötü süreç biter. Beşiktaş büyük bir camiadır ve aydınlık yarınlara ulaşmasını bilir. Sadece inanmak artık yeter mi bilemiyorum fakat zaferler ancak ve ancak inananların olacaktır.

Ramazan Emin TATAR