Maç, beklendiği gibi Gaziantep’in yarı alanında oynandı. Beşiktaş’ın baskılı oyunu ile geçen ilk yarım saatte “Nasıl kaçtı bu pozisyon?” dedirtecek bir an yoktu, ta ki penaltı pozisyonuna kadar. Rafa’nın vuruşunu kurtaran kaleci, devamında Immobile’nin takipçiliğiyle kazanılan penaltı. Ancak VAR incelemesi sonucunda verilen penaltı bana göre oldukça ucuzdu; hatta, penaltı bile değildi. Eğer bu karar Beşiktaş aleyhine verilseydi, en az iki gün boyunca hakem konuşulurdu. Paulista’nın yerine giren Emirhan, penaltı golünden sonra, savunma arkasına atılan bir topta zamanlama hatası yaptı ve Gaziantep, Mert ile karşı karşıya kaldı. Ancak kötü bir vuruş, Gaziantep’in beraberliği yakalamasını engelledi.
30 ile 40. dakikalar arasında roller değişti; Beşiktaş savunmaya çekilirken, Gaziantep gol arayan taraf oldu. Nitekim bir gol buldular ama ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Kırkıncı dakikadan sonra maç, ilk yarıdaki formata döndü; Beşiktaş topa hâkim olsa da tehlikeli bir atak geliştiremedi. İlk yarıda Beşiktaş adına Gedson’un çalışkanlığı, Emirhan’ın ise dağınıklığı dikkat çekiyordu.
Süper Kupa maçından bu yana, Beşiktaş savunması arkasına atılan her top tehlikeye dönüşüyor. İkinci yarının hemen başında böyle bir pozisyonda Mert, Okereke’ye gol şansı tanımadı. Beşiktaş, bu tür pozisyonlarda kalesinde tehlike yaşarken, nedense aynısını rakiplerine denemiyor. Her maçta en az üç oyuncu savunma arkasına koşu gösterse de, bu topları atacak cesareti gösteren kimse çıkmıyor. Emirhan, ilk yarının aksine, ikinci yarıda çok daha sağlam bir performans sergiledi. Müdahaleleri fark yarattı.
Beşiktaş, 60. dakikadan sonra orta sahadaki üstünlüğünü rakibine kaptırdı. Gio Hoca ise benim gibi sadece maçı izledi. Beşiktaş, 9-10 oyuncu ile savunma yapacak bir takım değil. Geçmişte de bunu başaramadı, bu maçta da başaramadı. Beşiktaş taraftarı, “1-0 olsun, nasıl olursa olsun” diyen bir kitle değil. Birilerinin Gio Hoca’ya bunu hatırlatması gerekiyor.
Son olarak, Semih’in ilk 11’deki yerini kaybetmesinden bu yana Beşiktaş eski temposunu bulamıyor. Muçi önceki maçlarına göre daha pozitif bir oyun sergilemişken bile bunu yazmam gerekiyor. Joao Mario, oyunun temposunu sürekli düşürüyor. Şu ana kadar beklentilerin çok uzağında. Yıldız oyuncular zor olanı kolaya çevirir; sırtı dönük bile olsa boşta kalan oyuncuyu görür. Oysa Mario, bunu denemiyor bile. Garantici davranıp sürekli yana veya geriye oynuyor.
Sonuç olarak, bu maçta kaybedilen iki puan mı, yoksa kazanılan bir puan mı konuşulmalı? Her ne olursa olsun, kaybedilen puanlar bu maçta Hoca’ya yazdı.
YORUMLAR