Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Emin Tatar

BOĞAZDA ALMAN KONUKLAR

Ligde oynadığı son karşılaşmayı 3-0 gibi net bir skorla kazanan Beşiktaş’ta gözler ikinci Avrupa maçına çevrildi. 3 Ekim Perşembe günü oynanacak olan Frankfurt karşılaşmasında Alman takımını konuk edecek olan siyah beyazlılar, Ajax maçındaki hezimeti unutturmak istiyor.

            Beşiktaş’ın Avrupa fikstüründeki belki de en zor karşılaşması olacak olan Frankfurt maçı, rakibin formda dönemine denk gelinmesiyle beraber iyice zorlaştı. Önceki maçta Ajax’a 4-0 kaybeden Beşiktaş, bu maçta da kaybederse Avrupa’ya çok kötü bir giriş yapmış olacak.

Buna karşın Beşiktaş tarafında umutsuzluk hâkim değil. İnönü’ye gelen çok daha zorlu rakiplere bu sahada cehennemi yaşatan Beşiktaş taraftarı, bir kez daha tarih yazmak isteyecektir. Son birkaç maçta denenen ve başarısız olunan oyun anlayışları bir kenara bırakılır ve doğru kadroyla birlikte doğru oyun sahaya aktarılırsa Beşiktaş’ın maçı kazanma ihtimali oldukça yüksek olabilir. Burada temel mesele aynı şeyi deneyip farklı sonuç beklemekten vazgeçmektir.

Tüm futbol dünyasındaki en zararlı alışkanlıklardan biri inattır. İnat etmek futbolda antrenörlerin mevcut takımlarındaki kariyerlerini, futbolcuların profesyonel oyununu bitirebilir. Son birkaç karşılaşmada maalesef Beşiktaş’ın antrenörü van Bronckhorst da bazı konularda inat etmeye başladı. Joao Mario’nun inatla sahada tutulup Semih Kılıçsoy’un yedek kulübesinde bırakılması ise bu inatların en büyüğü konumunda.

“Çalışıyorsa dokunma, verim alınamıyorsa değiştir.” İlkesini benimsemek şu dönemde Beşiktaş için daha faydalı olabilirdi. Semih Kılıçsoy’un sol kanatta olup, Rafa Silva, Rasicha ve Ciro İmmobile’nin aynı anda sahada oldukları senaryolarda çalışan sistem, Joao Mario’nun denkleme eklenmesi ile beraber verimsiz hale geldi. Bunun anlamı Mario’nun kötü futbolcu olduğu değildir. Yeri ve zamanı gelince ondan da verim alınacaktır fakat Beşiktaş’ın Frankfurt gibi zorlu bir karşılaşma öncesi yapması gereken son şey bu tip riskli bir maceraya atılmaktır.

Saha içerisinde savunmanın solundaki zaaflarını Masuaku ile gideremeyen Beşiktaş’ta o mevkide oynadığı iki maçı da başarıyla geçiren Emirhan Topçu’nun bu maçta da tercih edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Arthur Masuaku’nun sahada olduğu senaryoda Beşiktaş’ın rakipleri sağ kanattan ciddi tehlikeler oluşturabiliyorken Emirhan Topçu bu yaraya geçici bir merhem olabilir. Eğer ille de Masuaku oynayacaksa önünde kesinlikle Joao Mario değil, Semih Kılıçsoy tercih edilmelidir. Masuaku ve Mario’nun birlikte oynadıkları her dakika Beşiktaş’ın sol kanattan gol yeme ihtimalini yükseltmektedir.

Bir diğer değinilmesi gereken husus da saha içi kadar saha dışındaki seyirci desteğidir. Eyüpspor karşılaşmasında etkisiz kalan Beşiktaş tribünleri, Frankfurt maçında özüne dönmelidir. Zorlu bir rakibe karşı kazanmanın en büyük destekçisi 12. oyuncu olacak olan taraftar desteğidir. 2017-2018 sezonunda iç sahada oynanan Leipzig maçını hatırlamakta fayda vardır. Leipzig de tıpkı Frankfurt gibi o dönemde Almanya’daki en formda takımlardan biriydi. Buna karşın taraftar baskısı Leipzig’i sindirmişti. Elbette bunda Leipzig’in çok tecrübesiz olmasının da etkisi vardı fakat yine de taraftarın etkisi çok daha büyüktü.

En zorlu maç bile olsa Beşiktaş her zaman Beşiktaş’tır. Sahaya çıkıp doğru futbol ve galibiyete olan inanç gösterilirse kara kara düşünecek olan ancak ve ancak Frankfurt olmalıdır. Unutulmamalıdır ki zaferler inananlarındır. Beşiktaş bu karşılaşmada her şeyi bir kenara bırakıp korkusuzca inanmalıdır. Zafer Beşiktaş’ın olacaktır.

Ramazan Emin Tatar

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER