2024 yılının son 3 aylık periyodunda tarihinin en kaotik dönemlerinden birini yaşayan Beşiktaş’ta bu süreç devam ederken 7 Aralık tarihinde oynanacak olan Fenerbahçe derbisinin havasına bile girilmedi.
Normal şartlar altında bir derbi öncesi süreçte en az bir hafta boyunca hazırlıklar yapılır, maç havasına girilir ve derbi ruhu her yeri sarardı. Oysa bugüne baktığımızda derbinin adı bile geçmiyor. O kadar karmaşık bir süreç ki yönetim ve kaostan başka bir şey konuşulmuyor. Sanki 7 Aralık Cumartesi günü derbiye çıkacak olan Beşiktaş değilmiş gibi…
Beşiktaş böyle süreçlerden elbet çıkacaktır. Tarihi asla toz pembe olmayan bir kulüpte kaos da ilk kez değildir fakat bu süreç diğerlerinden biraz farklı işliyor.
Fikret Orman’ın Beşiktaş başkanlığının ilk yıllarını hatırlamak gerekir. Açıkça “feda” denmişti. Bunun anlamı ve verilen mesaj açıktı: “Beklentiye girmeyin, toparlanmak için zaman gerek.”
Beklentinin olmadığı ortamda Beşiktaş taraftarı da kulübüne sımsıkı sarılmıştı. Olcay Şahan, Veli Kavlak, Oğuzhan Özyakup gibi isimleri kazanmak da bu sürecin mükafatı olmuştu.
Bugüne baktığımızdaysa kaos yine var fakat feda diyen olmadı. Enkaz diyerek zaman isteyen olmadı. Çok büyük hayaller kurduruldu ve çok büyük paralar harcandı. Yani hem takım hem taraftar açıkça beklentiye sokuldu. Beklenti varken hayal kırıklığı oluşunca da kaos ortamı iyice körüklendi.
Üstelik bu kez eldeki takımda az önce saydığım gibi genç isimler yerine yaşı büyük ölçüde emekliliğe yaklaşmış futbolcular takıma eklendi. Bir gelecek görülemeyen her yerde kopan fırtınalar daha da büyür. Maalesef Beşiktaş bu sezon bu planlamayı pek iyi yapamadı. Çok kaliteli isimler ve iyi bir havayla sezona başlayan Beşiktaş’ta bu hava kaosla beraber söndü.
Sorun geçtiğimiz sezonki sorunla aynı değil. Bu eleştiri kesinlikle kabul edilemez. Kadro kalitesi sorunu asla yok. Beşiktaş yönetimi bu sezon başında gayet rekabete uygun bir kadro oluşturdu. Rafa Silva, Ciro İmmobile, Gabriel Paulista gibi isimleri kadroya kattı. Sorun eldeki malzemeyle iyi yemek pişirememek oldu. Kadronun elbette eksikleri olur fakat bu eksikleri kapatmak teknik ekibin işidir.
Kullanılmayan o kadar futbolcu var ki bunlar düzenli kullanılsa bugün bu noktaya gelinmeyebilirdi. Salih Uçan, Chamberlain, Can Keleş ve bu sürecin yarısında kulübeye hapsedilen Semih Kılıçsoy bu zamana kadar düzgün süreler alamadılar fakat bu isimler sahadakilerin birçoğundan daha iyiydi.
Başta dediğim gibi Beşiktaş bu süreci atlatacaktır. Sorun bir futbolcu, bir teknik direktör ya da bir yönetim midir? Bence hayır. Geçen sezonda tarihinin en kötü yılını geçiren Beşiktaş’ta formanın ağırlığı bile iki kupa almaya yetmişti. Beşiktaş; taraftarıyla, takımıyla, teknik ekibiyle ve yönetimiyle bir bütün olup sezon başındaki havayı yakalamalıdır. Elbette kaosun sorumlusu kimse sorun orada çözülecektir fakat şu an yapılması gereken şey bu ölü toprağını atıp derbiye odaklanmaktır.
YORUMLAR