Acaba şans mı dedik? Hocamız iyi çıkar mı dedik? Hocamız ligde nasıl olur dedik? Kupada 5 attık ama deplasman zordur dedik. Bir de evimizde oynanan maçta görelim dedik. Dedik de dedik. Gel görelim ki herkes Beşiktaş’ın bu senenin en büyük favori adayı olduğunu anladı. En iyi takım Beşiktaş gözüküyor kadrodaki eksiklere rağmen. Bu aslında herkes için büyük bir sürpriz oldu çünkü Galatasaray ve Fenerbahçe kadroları oturmuş ve üzerine iki üç transfer ile devam edilecek kadrolardı. Ne var ki ne o aldıkları iki üç transfer tuttu ne de bizim tüm kadromuzu sil baştan yapmamız gerekti. Onların var olan hazırdaki kadrolarında sorunlar sıkıntılar çıktı bizimse aldığımız üç dört transferimiz nokta atışı oldu. Nokta atışı olmakla kalmadı hepsi yerini tuttu ve olağanüstü bir performans verdi. Bununla da kalmadı aldığımız transferler içinde ileri hat birbirine çok uyum sağladı. Sanki yıllardır beraber oynuyorlarmış gibi hareket ediyorlar. Tencere kapağını buldu diyebiliriz. Tüm bunların üstüne Giovanni hocamız da tam bir futbol adamı olunca ortaya rakiplerini ürküten bir Beşiktaş çıktı. Şu anda rakip takım taraftarları dahil şampiyonluk beklentisi en fazla olan takım Beşiktaş. Onlardan bile bazıları kabul etmiş bulunuyor bu üstünlüğü. Tabi bu da beni keyiflendiren bir başka olay. İNŞALLAH bozulmaz bu gidişat da senenin başından sonuna kadar şu anda olduğumuz gibi ligde birinci olarak kalırız. Neden bunu diyorum? Çünkü son izlediğimiz Antalyaspor maçında Rafa’ya bir faul olmuştu. Onu durduramayan rakip takım defansı sakatlayacak şekilde Rafa’nın bacağına girerek kırmızı kart görmüştü. Gerçi sarı verildi sonra var çağırıp kırmızıya döndürdü ama çağırmayabilirdi de. Burası Türkiye burada var genelde Beşiktaş lehine karar almaz. Zaten tüm kadromuzda “Çürük” oyuncularımız dışında iki elin parmaklarıyla sayılacak kadar az kaliteli oyuncumuz var bir de onlar sakatlanırsa bu sene tüm umutlarımız suya düşebilir. Bu yüzden iyi başladık iyi gidiyoruz ama ilerde iyi gidip gitmememiz biraz da bu saydıklarıma bağlı.
Biraz da ligin durumunu ve rakip takımların durumlarına göz gezdirelim ve yazımı öyle bitireyim. Fenerbahçe dünyaca ünlü teknik adamını takımının başına geçirdi ve büyük beklentiler içerisine girdi. Ama bunun karşılığı şampiyonlar liginden elendi ve pek de iyi bir gidişatı yok şu ana kadar. Oysa çektikleri kurada Lille çıkınca “Lille adına üzüldüm” diyerek küçümseyen kişi de yine teknik direktörleriydi. Ligin ikinci haftasında rakipleri 3er puan alırken kendisi berabere kalan ve taraftarlarının beklentilerini suya düşüren de yine Fenerbahçe takımının teknik direktörüydü. Yaşlandığı için mi performansı bu kadar düştü yoksa söylentiler doğru ve tazminat zincirine Fenerbahçe’yi de mi dahil etmek istiyor bunu hepimiz ilerleyen günlerde göreceğiz.
Gelelim son iki sezonun şampiyonu Galatasaray takımına. Rakip takımların lig maçlarını canlı olarak yakından takip etmesem de şampiyonlar ligi maçlarını vakit buldukça izliyorum. Yenerlerse ülke puanına katkı yaptılar diyorum, yenilirlerse dalga geçmek için eğlence çıkıyor. Galatasaray henüz şampiyonlar ligine çıkmadığı için ona yorum yapamayacağım ancak ligdeki durumu bana pek iç açıcı gözükmedi. Keza hala hakemlerin biraz büyük takımdır ittirelim demesiyle maç kazanıyormuş gibi bir hissiyat veriyor. Belki de öyledir bilemeyiz ama zorlandığı kesin. Büyükekşi’nin gidişi pek yaramamış.
Tüm bu yazdıklarıma ilaveten şunları da eklemek istiyorum. Beşiktaş transferlerinde yıllık 6m immobile, 10m rafa, 4m paulista transferlerine pahali diyenler 18m Euroya Sara alması diğerinin 20 küsür bilmem kaç Euroya En-nesyri çekip bu transferlerden beklediklerini bulamaması ayrı bir ironi. Beşiktaşın transferleri takımı şampiyonluk yoluna götürürken onlar takıma bile alışamadı. Bu sene lig eğlenceli olacak gibi gözüküyor. Hepimiz izleyip göreceğiz.
YORUMLAR