Bu sezon sahamızda oynadığımız ilk maçta Beşiktaş’ımızdan hücum resitali izledik desek herhalde abartılı olmaz. Stadımızdaki yenilemelerle eski İnönü havasıyla çıktığımız ilk maçta kazanmayı bildik. 2024/2025 sezonuna 5-0’lık sansasyonel süper kupa zaferiyle başladıktan sonra geçtiğimiz hafta Samsun’da da bozuk zemine rağmen kazanmayı bilmiştik. Sezonun bana göre şu ana kadar en önemli maçı olan Antalya karşılaşmasını da 4-2’lik bir skor ve hücum yönüyle ezici bir oyunla kazandık.
Oyunun henüz başında yenik duruma düşmemiz aslında takımımızın geriye düştüğü maçlarda nasıl reaksiyon vereceği hakkında bize bazı doneler vermiş oldu. Bu sezon özellikle iç saha maçlarında rakibi
nasıl baskı altına alacak bir ön alana sahip olduğumuzu görmüş olduk. Geçtiğimiz 2 sezon Okan Buruk’un Galatasaray’ının yaptığı şok presin neredeyse kalecinin aut kullanmasını beklemeyecek kadar bir iştaha sahip üstün versiyonunu sahada gösteren bir Beşiktaş vardı. Ön alanda bu kadar basabilen oyuncuların aynı zamanda çok teknik de olması sebebiyle maçı çok rahat bir şekilde çevirecegimizi görmeyen yoktur zannediyorum.
İkinci yarıya başlarken bulduğumuz pozisyondan sonra afalladığımız bir 10 dakikalık bölümde hemen gol yememiz oyunun savunma yönündeki eksikliklerimizi gösteriyor. Bunu yönetimin, teknik ekibin ve taraftarının gördüğünü ve dile getirdiğini birçok demeçte zaten biliyoruz. Bugüne kadar yapılan transferlerde her bir hamlenin ne derece
doğru olduğunu saha içinde gerek sezon başından beri ilk 11’de başlayan Rafa, Ciro ve Pualista da gerekse de bu maç ilk 11’e giren Emirhan ve yedekten giren son golümüzün asistinin sahibi N’dour da hissettirdi. Bundan sonrası için de yönetimin en doğru hamleleri en doğru zamanda yapacağını ümit ederek ve gelecek transferlerin uyum dönemini hızlıca atlatmasını dileyerek bekliyorum.
Keyfi hakem(!) yönetimi
Golcümüz İmmobile, oyun aklımız Rafa, genç yetenek Semihimiz, ciğersiz Gedsonumuz, Musratimiz, Paulistamız, Rashicamız ve diger tüm oyuncularımız ne kadar da iyi olsalar maçlarımıza böyle art niyetli ve yeteneksiz hakemler verildikten sonra bir noktada sıkıntı yaşama ihtimalimiz her zaman var. Bu maçta da
birçok pozisyonda rakip futbolculara kart çıkarmaması, faulleri çalmaması, oyuna gireli birkaç saniye olan Masuaku’ya anlamsız bir kart göstermesi, rakibe Rafa’ya o derece sertlikte bir müdahalede bulunması için cesaret verdi. Kaldı ki VAR olmasa onu bile göremeyecek kadar aciz ya da görmemezlikten gelecek kadar art niyetli bir fenomen bozmasının bir daha Beşiktaş’ın maçlarını yönetemeyeceğini ümit ediyorum.
Avrupa’da Kanatlan!
Perşembe günü Avrupa Ligi’ne katılmak için Lugano takımıyla deplasmanda karşılaşacağız. Geçen sene rakibimiz olan ve bu sene de Fenerbahçe’nin elediği Lugano takımına karşı deplasmanda yapacağımız ilk maçta da avantajlı bir skor alacağımızı düşünüyorum. Beşiktaş’ımızın
bu sezon ligde olduğu kadar Avrupa’da da başarılı olacağına yürekten inanıyorum.
YORUMLAR