1966 yılında Cumhurbaşkanlığı Kupası adıyla başlayıp günümüzde Süper Kupa adıyla oynanan organizasyonun 2024 yılı mücadelesine 2 gün kala, ara verildiği 1995-2006 yılları arasında, tamamen aynı statüde adı Atatürk Kupası olarak 1 kez oynandığını ve kazandığımız bu kupanın güncel kupa istatiklerimize eklenmediğini muhtemelen bir çoğunuz hatırlamaz.
1998/1999 sezonunun kupa şampiyonu Beşiktaş ile yine bu seneki rakibimizin ligi birinci bitirdiği sezonun ardından 2000 yılında oynanan mücadeleyi, muhtemelen yine ismini bile hatırlayamayacağınız İlhan Şahin ve Pascal Nouma’nın golleriyle 2-1 kazanıp, istatiklerimize yansıtılmasa da(!) kupayı müzemize götürmüştük.
Bu Cumartesi oynanacak maça gelirsek, geçtiğimiz haftadan bu yana sadece Emirhan Topçu transferi için resmi açıklama beklenirken, yapılsa dahi maçta oynaması oldukça zor bir ihtimal olarak gözüküyor ve bu bizi yine defansif zaaflarımızda bir değişiklik olmadığı gerçeğiyle yüz yüze bırakıyor. Bu zaafların ötesinde, 1. bölgeden 3. bölgeye topun nasıl taşınacağı konusu ise benim için hala en büyük muamma. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, sadece Musrati üzerinden bu işin çözülmesi, rakibin ön alandaki yoğun presi ve çok muhtemel bu presin Musrati ve stoperler üzerinde yoğunlaşacağı (Okan Buruk’un yerinde olsam mutlaka maç kurgusunu temel olarak bunun üzerine yapardım) gerçeğiyle birleşince farklı alternatifler bulmamız kaçınılmaz gibi gözüküyor.
Bunun için bana en gerçekçi gelen iki alternatif var, birincisi Masuaku üzerinden topu sol kanattan ya da geriye sık sık gelip Musrati’yi rahatlatarak topu göbekten Gedson üzerinden ileriye taşımak. Bunları yapabildiğimiz sürece ileride bir pozisyon sürekliliği sağlayabileceğimizi, sağlarsak da mutlaka skor, gol veya goller bulacağımızı düşünüyorum.
Lakin bu maça özel hücum performansı, Musrati’nin uzun topları, Masuaku ve Gedson’un top taşıma “Beşiktaş Şeytan Üçgeninin” hangi süreklilikte ve başarı oranıyla maç boyunca bunu gerçekleştirebileceği gerçeğine bağlı olacak.
Açıkçası defansif performansa dönüp bakmak bile istemiyorum ve maçın Beşiktaş adına kilit oyuncularının sanılanların (Musrati, Immobile, Rafa Silva) aksine; Colley, Svensson ve özellikle Gedson olacağını düşünüyor ve maçı kazanmanın kilidinin, topu ne kadar kendi 1. bölgemizden uzak ve 3. bölgemizde tutabilmemize bağlı olmasını bekliyorum.
Tahminim ve temennim, oyunu büyük ihtimalle kazanamasak da, karşılıklı gollerin olduğu ve sonucun da daha çok ihtiyacı olanın, yani Beşiktaş’ımızın kazandığı ve kupayı müzesine götüreceği bir maç olması. Bu da yukarıdaki kriterleri ne kadar sağlayabileceğimize ve aşağıdaki son cümlemin ne oranda gerçekleştiğine bağlı olacak.
Vurduğun gol olsun Kartalım!
YORUMLAR